3 Ağustos 2009 Pazartesi

İSYANLI GURUR

Bir varmış bir yokmuş
Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde çok uzak ülkelerin birinde yüzünü hiç kimsenin görmediği bir kız yaşarmış.
Bütün gün çarsı pazar meraklı bakışlara aldırmadan gezinirmiş
Herkes merak içindeymiş ve neden yüzünü gizlediğini kimse bilmezmiş.
Bazen ardı sıra konuşmalar yükselir,
Bazıları onun çok çirkin olduğunu,
Bazıları çok güzel olduğu için yüzünü gizlediğini söylermiş
Ama hepsi rivayette kalır işin aslını kimse bilmezmiş.
Naysi tüm bu söylenenlere anlam veremez güler geçer,yüzündeki örtünün nedenini o da bilmezmiş..
Gizemli olduğu kadar hırçınmış ta..
Kimseye papuc bırakmaz hiç kimsenin söyleyemediği sözleri bir çırpıda söyleyiverirmiş…
Korkmazmış öyle kraldan falan..
Yapılmasın bir hata çıkar yapanın karşısına göstermediği yüzünün arkasında ateş saçan gözleriyle gerçeği haykırırmış…
Bu haliyle bazen alkışlanır bazen de düşman bakışlara maruz kalırmış..
Annesi yokmuş bu gizemli kızın o daha çok küçükken uzaklara gitti denilmiş sadece..
Uzakların neresi oldugunu hiç bilememiş zavallı kız
Büyüdükçe yalnızlığına isyan edip adının naysi olduğunu söylemeye başlamış..
Kimse anlamamış onun isyanını
Adının neden naysi olduğuna kimse kafa yormamış..
Ve o annesine ,uzaklara hiç yaklaşamamış…
Gün bir gün…
Kralın tek oğlu prense kadar varmış naysinin hırçınlığı…
Kimse onu ülkede istemez olmuş..
Oysa kızın tek kusuru yüzündeki örtüsü ,haksızlığa tahammül edemeyişiymiş..
Gel zaman git zaman
Prensin yoluyla naysinin yolu birleşmiş.Prens atını naysinin üzerine sürmüş.
Kızcağız ne olduğunu anlamadan kendini yerde bulmuş..
Prens ukala tavrını hiç bozmadan yolunu devam etmeyi düşünürken.
Naysi apar topar yerden kalkıp prensi atın üzerinden çekerek kendi düştüğü çamura düşürmüş…
Bütün ahali korku içinde izlemiş olanları…
Ertesi gün de naysinin ölüm fermanı açıklanmış…
Naysi gururlu naysi başı dik …
Oturmuş bir taşın üstüne sesle düşünmeye başlamış..
Tam arkasında duran prensi fark etmeden…
Ölüm bu kadar yakın mı demiş..
Eğer yakınsa o zaman annem de yakın…
Peki ya yalnızlığım,isyanın ne olacak
Onlar da ölüme yakın mı?
Hayatında ilk defa gururunu bir kenara bırakıp ağlamış naysi…
Islanmış gözleri..
İşte o an bir şey olmuş
Yüzündeki örtü birden kaybolmuş
Prens güneşi kıskandıracak kadar güzel bir yüzle karşı karşıya kalmış…
Aşık olmuş naysiye
Yanına yaklaşmış ve özür dilemiş…
Naysi hiç yüz vermemiş prense.
O, yakınmış ölüme…
Prens üzgün…
Prens perişan…
Son bir umutla kaldırtmış ölüm fermanını,koşmuş sevdiğine ama bulamamış..
Bütün ülkedeki evlere,hanlara,her taşın altına bakmışlar ama yokmuş..
O günden sonra kimse naysiyi görmemiş
Prens kara sevdaya tutulup naysinin özlemiyle yanmış,umutsuz bir hastalığa yakalanıp ölmüş..
Günler ayları,aylar yılları kovalarken;
Kimileri gördükleri her güzel yüze acaba naysi mi diye dönüp bir daha bakmış..
Bazıları onu bir dağın yamacında gördüğünü,
Bazıları geceleri prensin mezarında bir aydınlık olduğunu söyleyip durmuş..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder