3 Ağustos 2009 Pazartesi
DENİZ KIZI LAL
Bir varmış bir yokmuş. Uzaklarda okyanusların derinliklerinde bütün deniz canlılarının bir arada yaşadığı bir su ülkesi varmış. Bu ülkede adı Lal olan dünyalar güzeli bir denizkızı yaşarmış. Masmavi gözleri, altın sarısı sacları, yosun yeşili pullarıyla herkesi kendine hayran bırakan bir güzelliği varmış Lal’in. Ailenin en küçük kızıymış. Ablaları zaman zaman suyun yüzeyine çıkarlar eğlenirler ama Lal i yanlarında götürmezlermiş. Lal zamanını arkadaşlarıyla oynayarak geçirir deniz atlarına biner, renkli taşlardan kolyeler yaparmış kendine..
Ablaları eve döndüğünde onların dizlerinin dibinde alır soluğu suyun yüzeyini sorarmış onlara. Ablaları Lal’e hiç görmediği Güneşten bahseder, onun kocaman bir ateş topu olduğunu, dünyada Rengârenk çiçeklerin var olduğunu, ağaçları anlatır kuş seslerini taklit ederlermiş. Lal bazen heyecanla bazen hüzünlenerek dinlermiş ablalarını. Annesine yalvarırmış. Anne ne olur bende çıkayım suyun yüzeyine Ama annesi izin vermezmiş.
Lal önceleri küçük olduğu için annesinin izin vermediğini düşünmüş ama büyüdükçe daha çok merak etmeye başlamış suyun yüzeyini…
Annesi Lal’in bu durumuna çok üzülmüş ve ona gerçeği anlatmış.
Lal doğduğunda çok hastaymış. Onu iyileştirmesi için bir periden yardım istemişler. Ülkenin perisi Lal’i iyileştirmiş ama bir sorun varmış.
Lal’ in vücuduna güneş ışığı değerse, suyun yüzeyine çıkarsa ölecekmiş…
Lal ilk zamanlar annesine hak vermiş. Ölmek istemiyormuş.
Ama zaman geçtikçe arkadaşları onunla oyun oynamaz olmuşlar.
Herkes günün en güzel saatlerini suyun yüzeyinde geçiriyormuş. Mutsuzmuş lal.
Çaresiz kendini iyileştiren perinin kapısını çalmış. Ona suyun yüzeyine ne kadar çok çıkmak istediğini anlatmış…
Peri sabırla dinlemiş Lal’i ve ona bir iksir vermiş. Bu iksiri içip suyun yüzeyine çıkabilirsin ama sadece geceleri demiş.. Lal mutluluktan sevinç gözyaşları dökmüş. Yolda gördüğü bütün midyelere selam vermiş. Bütün yengeçleri öpmüş…
Aksam olup da karanlık çökünce büyük bir heyecanla yüzmeye başlamış suyun yüzeyine. Çocuklar gibi şenmiş. Havalara zıplıyor kuyruğunu dans ettiriyor, sevinç çığlıkları atıyormuş.
Gökyüzündeki yıldızlar, ay ne olduğunu anlamaya çalışıyor, hayranlıkla izliyorlarmış Lal’in dansını. Gecelerce devam etmiş bu mutluluk dansları…
Lal bir süre sonra çevresini incelemeye başlamış. Ablalarının anlattığı ağaçları görmeye kuş seslerini duymaya çalışmış. Bir gece başını gökyüzüne kaldırdığında kendisine hayranlıkla bakan ayı görmüş.
Sonunda demiş Ay; beni fark edebildin. Sen denizkızı, gecemin nuru neden bu kadar mutlusun…
Lal Ay’a anlatmış hikâyesini, arkadaş olmuşlar. O dans ederken okyanusun mavisinde, Ay saçlarında oynaşmış ışığıyla…
Âşık olmuş küçük deniz kızı Gökyüzündeki Ay’a, ve bir yıldız olmak istemiş gecelerce.
İstemiş ki sarılayım sevdiğime..
Bir gün aklında Ay, aksam olmasını beklerken su ülkesinde bir telaş fark etmiş. Bütün canlılar suyun yüzeyine gidiyorlarmış hızla
Yakaladığı bir mercana sormuş neler olduğunu
Güneş tutuluyor demiş mercan. Ay gökyüzünde ,Ayı görmeye gidiyoruz..
Lal şaşkınmış, Ay sadece geceleri çıkarmış,
Ay Lal’in sevdiğiymiş gündüz çıkması hayırlı değilmiş..
Güneş büyükmüş, güneş bir ateş topuymuş. Sanmış ki yutacak Ayı
Kaybolacak sevdiği…
Her şeyi unutup çıkıvermiş yüzeye…
Dünya sıyrılırken karanlıktan
Sararken etrafı ışık demeti Lal’in gözleri son kez bakmış sevdiğine..
Ay olanlardan habersiz sevdiğini beklemiş her gece
Lal gözleri kapalı yatarken ölüm döşeğinde
Ay her gece sevdiğinin gelip dans edeceğini hayal etmiş. Yakamoz düşürmüş denize..
Sevdiğine sarılır gibi sarılmış maviye…
Su ülkesinin perisi dokunmuş sihirli değneğiyle Lal’in üzerine..
Lal bir yıldız olmuş gökyüzünde..
Bir daha hiç denizkızı olamamış, altın sarısı saçları olmamış.
Denizatlarına binememiş…
Ama Lal yıldızmış sevdiğinin yanında
Onlar ermiş muradına…
Biz çıkalım kerevetine..
Gördüğümüz hangi yıldız acaba Lal…
Belki de her yıldız bir deniz kızı..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder